Merkez Bankası Faizi Kaç Puan Arttırır? İşte Olası Senaryolar ve Sonuçlar

Merkez Bankası Faizi Kaç Puan Arttırır? İşte Olası Senaryolar ve Sonuçlar

Merkez Bankası faizi arttıracak mı? Türkiye finans çevreleri Merkez bankasının bugün açıklayacağı faiz oranına kitlenmiş durumda. Uzun bir süre sonra Merkez Bankası ilk kez faiz arttıracak gibi gözüküyor. Peki olası faiz artışı ne olur? Bu artışın ekonomik yansımaları nasıl olur? Bu durum kalıcı olur mu? Dolar düşer mi? Bu soruların cevaplarını sizler için derledik.

İşte ünlü Ekonomist Mahfi Eğilmez‘in bu sorulara verdiği cevaplar;

Merkez Bankası Faizi Kaç Puan Arttırır?

Merkez Bankası’nın faizleri kaç puan artıracağına dair tahminlerde bulunmak oldukça güç ve benim de bu konuda kesin bir bilgim yok. Merkez Bankası kararlarını son dönemde çok rasyonel  rasyonel çerçevede almadığından, son ana kadar ne yapacakları belli olmadığı için tahminde bulunmak zor. Ama bazı olası senaryoları değerlendirebilirim.

Merkez Bankası Faizi Sert Yükseltirse

İlk senaryo olarak, Merkez Bankası’nın politika faizini enflasyondan yüksek bir seviyeye yani yüzde 40’a yükselttiğini varsayalım. Bu durumda Türk Lirası yatırım yapılabilecek bir araç haline gelirken, yabancı para dönüşü hızlanır ve bankalardaki TL tasarruf mevduatı artar. Ayrıca talep geriler ve risk primi düşer. Ancak, sıcak para ekonomide egemen hale gelir ve bankalar zarar edebilir. Kredi kullananlar zorluk yaşayabilir ve cari açık daha da artabilir.

Merkez Bankası Faizi Daha Soft Yükseltirse

İkinci senaryoda ise, Merkez Bankası’nın politika faizini yüzde 15’e çıkardığını varsayalım. Bu durumda ülkeye yabancı yatırımcı gelmezken, zombi şirketlerin durumu ortaya çıkar ve KOBİ’ler sıkıntıya girer. Ancak, beklentiler haksız çıkarılacağı için ilerleyen günlerde daha olumsuz sonuçlar ortaya çıkabilir.

Merkez Bankası’nın Faizi Kademeli Olarak Artırması ve Yapısal Reformların İlk Adımlarının Atılması

Üçüncü senaryo olarak, Merkez Bankası’nın politika faizini kademeli olarak artıracağını ve yapısal reformların ilk adımlarının atılacağını varsayalım. Bu durumda TL yabancı paralar karşısında değer kazanırken, ülkeye yabancı yatırımcı girişi yoğun olur. Ancak, kurun gerilemesi nedeniyle bazı sektörler olumsuz etkilenir.

Benim görüşüm ise üçüncü senaryonun uygulanması yönünde. Çünkü faiz tek başına ekonomiyi kurtaramaz veya batıramaz. Yapısal reformlar da gereklidir ve bu şekilde hem TL’nin değeri korunabilir hem de yabancı yatırımcıların ülkeye girişi artabilir.

Ayrıca, yapısal reformlar ekonominin uzun vadede sağlıklı bir şekilde büyümesine katkı sağlar. Dolayısıyla, Merkez Bankası’nın politika faizini kademeli olarak artırması ve eş zamanlı olarak hükümetin yapısal reformları hayata geçirmesi en doğru yaklaşımdır.

Ancak, yapısal reformların hayata geçmesi aynı zamanda uzun vadeli bir süreçtir ve kısa vadede bazı kesimler olumsuz etkilenebilir. Bu nedenle, ekonomik politikaların sadece teknik açıdan değil, aynı zamanda sosyal etki açısından da değerlendirilmesi çok önemlidir.

Sonuçta, Merkez Bankası’nın faizleri kaç puan artıracağına dair tahminlerde bulunmak zordur ancak yapısal reformlar ve rasyonel ekonomi politikaları ile ekonominin sağlıklı bir şekilde büyümesi mümkündür. Ekonomik politikaların sadece teknik açıdan değil, aynı zamanda sosyal etki açısından da değerlendirilmesi gerektiğini unutmamalıyız.

Peki Yapısal Reformlar Nedir?

Yapısal reformlar, bir sistemin daha verimli çalışabilmesi ve sistemin şoklara karşı daha dayanıklı hale getirilebilmesi için o sistemin yeniden yapılandırılmasıdır. Bu kapsamda ekonomide bazı temel konulara odaklanabiliriz.

Birinci olarak, kamu maliyesinde yapısal reformlar yapılması gerekmektedir. Bunun amacı, bütçe açıklarının ve borçların azaltılmasıdır. Bu amaçla, vergi gelirlerinin artırılması, kamu harcamalarının kontrol altına alınması ve verimliliğin artırılması gerekmektedir.

İkinci olarak, iş gücü piyasasında yapısal reformlar yapılması gerekmektedir. Bu alanda yapılacak düzenlemeler, çalışma saatleri, iş güvencesi, ücret politikası ve işsizlik sigortası gibi konuları içerebilir. Ayrıca, işyeri esnekliği ve çalışanların yeteneklerinin geliştirilmesi de önemlidir.

Üçüncü olarak, rekabet politikasında yapısal reformlar yapılması gerekmektedir. Bu alan, özellikle özelleştirmeler, monopolistik yapıların engellenmesi, serbest ticaret anlaşmaları ve teşvikler gibi konuları kapsamaktadır.

Dördüncü olarak, finansal sektörde yapısal reformlar yapılması gerekmektedir. Bu alan, bankacılık sektörünün düzenlenmesi, finansal piyasaların geliştirilmesi ve tüketici koruması gibi konuları içermektedir.

Beşinci olarak, altyapı yatırımlarında yapısal reformlar yapılması gerekmektedir. Bu alan, ulaşım, enerji, telekomünikasyon, su ve atık yönetimi gibi temel altyapı ihtiyaçlarını kapsamaktadır. Altyapı yatırımları, ekonomik büyümeyi destekleyen önemli bir faktördür.

Yapısal reformlar; ekonomik verimliliği artıran, sosyal adaleti sağlayan ve sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen önemli politika araçlarıdır. Ancak, bu reformların başarıya ulaşması için uzun vadeli bir bakış açısı, siyasi irade ve toplumsal desteğin olması gerekmektedir.



Sorumluluk Reddi Beyanı:

Bitcoizm.com içerikleri yatırım danışmanlığı hizmeti niteliğinde değildir. Haberlerde, analist ve yatırımcıların bilgi, yorum ve analizlerine yer verilmekte olup, yayınlanan görüş yorum ve bilgiler sahiplerinin kişisel görüş ve tahminlerine dayanmaktadır. Kripto para ve borsa işlemleri yüksek derecede risk içermekte olup, paranızı kısmen veya tamamen kaybetme riskiniz bulunmaktadır. Bitcoizm.com sitesinde yer alan kaynaklardaki hata ve eksikliklerden ve bitcoizm.com’daki bilgilerin kullanılarak yatırımcıların uğrayabilecekleri doğrudan ve/veya dolaylı zararlardan ve üçüncü kişilerin uğrayabileceği zararlardan bitcoizm.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.


Uyarı: Piyasa verileri başka kurumlar tarafından sağlanmaktadır. Tüm kripto ve finans verileri gecikmelidir.

YORUMLAR YAZ
  • nebati1 yıl önce
  • mahfi eğilmezin yazısını alıp editleyip koymuşunuz 😀 ekoni uzmanı oalrak yayın hayatınızda başarılar

    • Bitcoist1 yıl önce
    • Merhaba bu bir sır değil yazı başında Mahfi Eğilmez’in ismi ve ilgili yazının linki mevcut zaten. Kendimi ekonomi uzmanı olarak nitelendirmiyorum.